Hz. İsa’nın gerçek doğum tarihi nedir? Yılbaşı kutlamalarının kökü nereye dayanır.
Yılbaşı festivalleri gün geçtikçe yaygın hale gelmeye başlamıştır. Ülkemizde de kutlamalar yapılmaktadır. Halk tarafından 1 Ocağın Hz. İsa’nın doğum günü olduğu ve bundan dolayı kutlandığı zannedilir. Halbuki Hz. İsa’nın doğum gününe “Noel” denir. Genellikle 25 Aralıkta kutlanır.
Yılbaşı festivalinin tarihçesi nedir. Yıl başının Hz. İsa’nın doğumu ile ne gibi bir ilişkisi var? İlk yılbaşı ne zaman ve nerede kutlandı? Yılbaşı kutlamak İslam’a uygun mu?
İnşallah diyerek Allah’ı tazim etmiş ve eksikliklerden tenzih etmiş oluruz.
İnşallah ne demek: İnşallah sözü Arapça’dır. Allah dilerse, Allah isterse anlamındadır. Hepimiz çoğu zaman inşallah deriz, çoğu zaman da demeyi unuturuz. İnşallah demenin bir önemi var mı? Neden inşallah denir? Ya inşallah demeyi unutursak?..
Peygamberimizin evlilikleriyle ilgili konulara ilgi duyan birçok Müslüman ve gayri müslim bulunmaktadır. Üstünde en çok durulan konulardan biri de Hz. Aişe’nin dokuz yaşında evlendiği iddiasıdır.
İnsanların aklına bazı sorular takılmaktadır: Dinimiz çocuk yaştaki kızlarla evlenmeye izin veriyor mu? Hz. Aişe dokuz yaşında evlendi hadis rivayeti doğru olabilir mi? Peygamberimiz gerçekten dokuz yaşında bir çocukla evlendi mi? Bu yazıda bunlara yanıt arayacağız.
Eskiden zehirli olduğu bilinen ahtapot türü sadece mavi halkalı ahtapottu. Melbourne Üniversitesinden ve Victoria Müzesinden bazı bilim adamlarının çalışmaları Journal of Molecular Evolution’da 2009 yılında yayınlandı.
Melbourne Üniversitesi Bio21 Enstitüsü Biyokimya bölümünden Dr Bryan Fry bir açıklama yaptı. Mavi halkalı ahtapot türlerinin insanlar için tehlikeli ve öldürücü tek grup olmaya devam ettiğini söyledi. Diğer türlerin de zehirli olduğunu söyledi. Bu zehirler, sinir sistemini felç etmek gibi özel işlevlere sahip toksik proteinlerdir, dedi.
Dr Fry araştırmalarını yaparken Hong Kong, Mercan Denizi, Büyük set Resifi, ve Antarktika’daki kafadan bacaklılardan doku örnekleri aldı. Ekip bu farklı türlerin genlerini analiz etti. Hepsinin zehirli bir atadan geldiğini zamanla bu kimyasal cephaneliğe ek proteinler eklendiğini keşfetti.
“Araştırmalar sadece bu hayvanların cephaneliklerini nasıl bir araya getirdiklerini anlamamıza yardımcı olmayacak aynı zamanda zehirlerden yeni ilaçlar da geliştirilmesine yardımcı olacak. Aynı protein türlerinden bazılarının hayvanlar aleminde toksin olarak kullanılmak üzere toplanmış olması tesadüf gibi görünmüyor.” dedi.
Ahtapotlar, mürekkep balığı ve karamarlar henüz kullanılmamış bir kaynak olarak görülüyor ve bu zehir proteinlerinin yapısı ve etki biçiminin anlaşılması; ağrı yönetimi, kanser ve alerji gibi bir dizi koşul için ilaç tasarımında faydalı olacağı umuluyor. Benzer zehir proteinlerin bugün deneylerde kullanıldığını biliyoruz.
Peygamber Efendimizin evlilikleriyle ilgili hükümler müminlerinkinden neden farklıdır?
Peygamberimiz elli üç yaşından sonra arka arkaya evlilikler yapmıştır. İnanmayanlar onu şehvetine düşkünlükle suçlamışlar inananlar da maalesef bu evlilikleri yanlış yorumlamışlar ve Peygamberimizin cariyeleri falan da bulunduğunu ileri sürmüşlerdir.
Rabbimiz güzel ahlaklı olmayı ve adaletli olmayı emrediyor fakat tarih boyunca Allah’ın bu emrini delmeye, insanları tekrar cahiliye devrine götürmeye yeltenen kimseler olmuştur. Allah bu kimseleri münafık olarak nitelendirmiştir.
İnsanlar başlarına gelen her olaya alın yazısı veya kader derler. Hayatımız boyunca yaşadıklarımızın önceden alnımıza yazıldığını ve onu yaşamak mecburiyetinde olduğumuza inanırlar. Hayatımız boyunca yaşayacaklarımızın bizim alnımıza önceden yazıldığı doğru mudur? İnsanın iyi ve kötüyü yolu seçme şansı yok mu? Bu söylenenlerin doğru olup olmadığını nasıl anlayacağız. Kur’an’ı Kerim’de bu konuyla ilgili ayetler var mı? Bu ayetler bu söylenenleri doğruluyor mu?
Bugün dört evlenmekle ilgili yazılara şöyle bir göz atmak istedim. Dört evlenmek Allah’ın emri veya tavsiyesi gibi sunuluyordu. Bu tavsiye bazı mecburiyetlerden kaynaklanıyor, deniliyordu. Aklıma birçok soru takıldı. Okuduklarıma maalesef katılamadım. Neden katılamadığıma dair iki satır bir şeyler yazayım, istedim.